23 Nisan 2020 Perşembe

CONCORDE YANILIMI





CONCORDE YANILIMI 


Çoğu zaman insanlar hayatlarındaki ‘şeylere’ o kadar değer verir, emek harcar ya da duygusal, zamansal, maddi anlamda yatırım yapar ki, o ‘şeyi’ her ne pahasına olursa olsun kaybetmek istemez. İşte kaybetme korkusunun düğüm noktası da burada başlar. Değer verdiğiniz şeyler; romantik ilişkiler, iş, arkadaşlık, dostluk v.b. olabilir ve bunlara yapılan yatırımınız ne kadar büyükse sahip olduğunuz ilişki, arkadaşlık, dostluk ya da iş ortamı artık size keyif vermese de o şeyden vazgeçmemekte ısrar edersiniz. Başka bir deyişle yaptığınız yatırımın boşa gitmemesini istersiniz. Bu durum mutsuzluk halinizi sürdürmenize neden olur. Psikolojide buna concorde yanılımı denilmektedir. Conderde yanılımı; adını Concorde adı verilen uçaklardan almaktadır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra sesten hızlı uçabilen (supersonic) bir yolcu uçağı yapma fikri ortaya çıkmıştır. Yatırımcılar Concorde adı verilen bu uçaklara yedi yıl boyunca proje ve üretim aşamasında o kadar büyük maddi yatırımlar yapmışlardır ki uçaklar deneme uçuşlarında beklentiyi karşılamayıp başarısız olmasına rağmen, Concorde uçaklarının üretimine devam edilip bu uçaklar piyasaya sürülmüştür.

Concorde yanılgısıyla aslında hayatımızın pek çok alanında karşı karşıya kalmaktayız. Bahis oyunları, bu teoriyi güzel açıklayan bir örnektir. Bahis oynayanlar gözlemlendiğinde bu kişilerin sıklıkla kaybettiklerini geri almak için oyunu devam ettirdikleri görülmektedir. Kişi kaybettiği para miktarı arttıkça verdiklerini almak için ortaya koyduğu paranın hep daha fazlasını vererek daha çok kaybetmektedir. İlk kaybın kabul edilmemesi oyunun sonunda kişiye daha ağıra mal olmaktadır. Tıpkı bahis oyunlarının sonunda ödenen ağır bedel gibi kişiler; devam ettirmemesi gereken bir ilişkiye ya da işe zamansal, duygusal ve maddi yatırım yapmaya devam ederse sonunda daha fazla şey vermiş birer kaybeden olurlar. Kılıç (2017)’ ın "Yakın İlişkiler" adlı kitabında bu bireylerin durumu kangrenli bir uzvun tüm vücuda nüfus etmesine benzetilir. Bu bireyler yaşamları boyunca mutsuzluk içinde olurlar. 

Hayatınızda bir şeyleri değiştirmek istiyor ancak bu değişimi gerçekleştirecek adımları atmaktan korkuyorsanız Jeffers’ın “Korksan da Vazgeçme” isimli kitabını okumanızı tavsiye edeceğim. Kitabın en sevdiğim bölümlerinden birinde yazar: “Hayatta nasıl bir seçim yaparsanız yapın ya da nasıl hareket ederseniz edin, kaybedilecek bir şey yoktur; yalnızca kazanılabilecek bazı şeyler vardır. Dünyayı değiştirmek için yapacağınız tek şey onunla ilgili düşüncelerinizi değiştirmektir.” diyor. Seçimlerinizi bırakıp yeni yollar denemeye başladığınızda belki de kayıp olarak gördükleriniz sizin için kazanca dönüşecektir. Kitapta geçen yazarın kaybettirmeyen modelinde bunu görebilirsiniz. Unutmayın ki hayatlarımız ne kadar zenginleşir ne kadar çok şeye sahip olursak o kadar kaybetme acısı yaşama olasılığımız artmaktadır. 


      
     Jean Jacques Rousseau “Emile” adlı kitabının bir bölümünde der ki: ”Hiçbir şey kaybetmemek istediği için çok kaybeden cimri gibi davranmayın.” 
    
                                                                                  Pınar ÇAKIR

2 yorum: